LORDY... LORDY... LORDY.....

bu kadının sahne performansına bayılıyorum..... Hopaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

Davetiye Örnekleri

En zor işlerden biri olmalı davetiye seçmek. En az mekan, gelinlik modeli gibi önemli konular arasında yer alıyor. son zamanlarda seçeneklerin artmasıyla karasızlıklar hat safhada olabiliyor.

Bizde haftasonu bu zorlu süreçten geçip seçenekler arasından kendimize uygun olanını seçtik. Tabi önce katalogtaki modellerin bir kısmı daha sonra bizim seçtiğimiz...

Önce klasik modellerden başlayalım sanırım hepinizi eskilere götürecektir benim çocukluğumda bu tarzda gelirdi davetiyeler...



Ardından yine eski bir model bunuda hatırlyacağınıza eminim...




Bu tarz kutulu modellerden hoşlanıyorsanız daha modern alternatiflerde yok değil






Bunlarda ilginç kutu modelleri





Romantik dokunuşlar isteyenlere



Yok eğer ben eğlenceli bir kişiliğe sahibim azıcık muzurluk olsun derseniz lütfen yazıyı takip edin...









Yok taş yerinde ağırdır olgun kişiliğime klasik bir davetiye yakışır derseniz





Biraz renk olsun diyorsanız



son zamanlarda moda olan gelin damat temasını seviyorsanız



Tata tatammmmmmm ve şimdi bizim seçtiğimiz..
Dedik ki bizde azcık komik olsun, ama klasikte olsun, eee birazda renkli olsun deyince kararkılınan bu oldu......

Gelin damat temalı, klasik ve fotoda tamda belli olmasa çok hoş bej renkte bir davetiye seçtik...

Ayrıca zarfın üstüne isimlerimiz baş harfide koyulacak

Ayrıca yazı karekterleri, sözler ve masalar için kullanabileceğiz masa kartları da katologlarda yer olan ayrıntılar...




Umarım yararlı post olmuştur. Bazılarına fotolara blog adı yazmamışım yürüten olmaz yok yok kimseye yakışmaz zaten...

Biraz uzun oldu ama

Uzun zamandır birşeyler yazamıyordum. Karşımda kocaman erişime engellli yazısı beni sinir ediyordu. DNS ayarlarını şöyle bir güzel değiştirince iş tamamlandı ama bu kezde farklı hayat telaşları araya girince birde bakmışım yazmayalı kaç gün olmuş...

Bu arada neler mi oldu tüm TR'yi etkisi altına alan kar soğuk buralarada uğradı....
Ama içimi sevgilinin gönderdiği çicekler ısıtıverdi. İyiki varsın canım...






Sabah uyanıp işe gitmek için uygun kıyafeti seçelim diye camdan bakınca lapa lap kar yağdığını gördük... Eeee buralar normal tabi bomba olan, arabayı o kardan temizleyip okula gitmek oldu... Dakikalarca karları temizledik ve böylece ders zili çalmış dersin yarısı işlenmişken okula varabildik.. Hadi bunlarada tamam ama donmuş ellerin ve ıslanmış paçaların üstüne.... Aaa sende karda da sürebiliyomusun diyenlere cevabım... Havada, karada hatta çok zorlarsam denizde bile süreceğimi bilsinler artık şu mereti. Araba kullanmak erkeklere özgü bir durum değildir ve olmayacaktır....




İş güç koşuşturma derken koşup eğlenirken, çalışıp dururken bu hafta sonu aşk böcüğüm geldi düğün davetiyelerimiz seçtik ve sizlerinde fikir edinebileceğiniz örnekler ile az sonra kaşınızdayım...........

Önemli olan yazmaktı diyerek çok kısa olarak şu 10 günüde özetlemiş oldum.... Ne pratiğim yaww.....

....

Bazı zamanlar öyle içim yanıyor ki kendimi nereye atacağımı bilmiyorum... Hayatın akışına bırakmak kendini en iyisi olmalı yoksa tahammül edilecek gibi değil...

Siyah, ürkütücü bir el bana doğru uzanıp önce boğazımı sıkıp nefesimi kesiyor.. Tam nefesim kesilecek diye düşünürken. O el kalbime doğru ilerliyor sinsice bu kez. Kalbimi avucunun içine alıyor acıtacak kadar sıkıyor, sıkıyor...

Birden beynim beni uyarıyor, kendine gel diyerek...

Bu kez beynim tüm vücudumu uyararak harekete geçirmeye başlıyor. Burada pes edemzsin, şimdi mücadele etmeyi bırakamazsın derken bedenim ani bir titreme ile kendine geliyor. İrkiliyorum, sinsi el kalbimi bırakıyor. Ve benden uzaklaşıyor...

Benden slm olsun dijitürke kına yakıvesin ellerine

Kendimi rahatca ifade edebildiğim tek yeride elimden alıyorlar ne güzel.... Birkaç kişinin yaptığı bedeli bizler neden ödüyoruz anlamıyorum. Bence adalet biri yapıyor diye herkesi cezalandırmak değil suçlu olanı bulmaktır. Ama böyle bir adalet anlayışına daha sahip olmadığımız için kurunun yanında yaşıda yakıyorlar...

Aferim Dijitürk'e artık mutludur....

Ne kadar sinirlenip kendimi yesemde boş, sonuçta çokda umurlarında değildir...

Erişemesemde bloguma kumanda panelinden yeni kayıtlara devam...

Ohh ohh iyi oldu

Kendime verdiğim sözü tuttum 2 gündür uyumuyorum öle dinç ve mutluyum ki... Sinemaya gittim, arkadaşlarımla gezdim, hatta bugün ev oturmasına bile gittim. Sanırım bunlar insana enerji veren unsurlarmış. 1 haftadır birşeyler üretemiyorum, malzeme avına çıkmam lazım. Şu iki gündür uyumamak beni mutlu etti. Yatağımla gündüzleri için vedalaştık, geç saatlerde yatışa geçiyorum. Birde seminerlerin başlaması yeni insanlar görmek ortam değişikliği iyi geldi.

Keşke birde özlemim yanımda olsaydı herşey daha güzel olurdu...

Çok pişmanım çok

Evet başlık bire bir doğru şu anda pişmanlıktan ölüyorum nasıl yapıyorum bunu anlamıyorum... Günün en güzel vaktinde uyuyup günümü berbat ediyorum sonra saçma sapan bir saatte kalkıp birşey yapamıyorum. Günümün çoğu gidiyor. Artık radikal bir karar almalı ve bu işe son vermeli artık uyumak yok....


Birde spor yapılacak...

Şu blog işine de canım sıkılıyo, faturayı herkese kesmek kolaylarına geliyor olmalı... Bu kadar özveri ile yazan ve okuyan insan varken kapatmak biraz sıkar gibi....

Tabi bende önlem alıp wordpressten yeni bir blog açtım... Çok soğuk geldi bana buranın sıcaklığı yok pek gudubet bir yer orası

http://sonzamanlarda.wordpress.com/

Beklenen yaz gelsin artık....

Düğün tarihi bugün kesinleşti. Bayramın yaza denk gelmesi ile bizimde bu konuda yaptığımız tembellik sonrası düğün hafta içine kaldı. Ama neyse yaz tatili ya çokta sorun etmiyorum.


İçime sine bir düğün olsun istiyorum... Zamanla gelişmeler burada yer alacaktır zaten...



Şimdi ne mi istiyorum.....

Düldüle binip yaz tatiline çıkmak



Ve terasımı bol çicekli huzur bulunacak biyere dönüştürmek