9.11.11

Gördün mü bak 26 oldum

Bir yaş daha büyüdüm... Aferin bana...

Kazık kadar deyimine can veriyorum...... Sanırım yıllardır geçirdiğim en buruk, hatta en sıkıcı doğum günü.....
Yeni yaşıma yollarda giriverdim....  Herşeyi bıraktım geldim yine... Yeni yaşın güzelliğini, evimden uzak kalmanın acısı bitirdi zaten... Daha ne söyliyim kendime... İyiki doğurmuş beni anam yoksa kimi mağdur edecekti bu devlet..........

31.10.11

HAYIRRRRRRRR

Duygularımı yazıya dökesim gelmiyor bir süredir. Ülke olarak olsun kendi adıma olsun öyle kötü günler yaşıyoruz ki........ Söyleyecek sözlerim yok... ''Sözün bittiği yer'' cümlesinin anlamını öğrenmiş oldum geçen süre içinde.
Tek lüksüm 2 haftada 1 eşimi görmek oluyor.
Geçen gün konuşmamız arasında farkettik ki ben hiç kendi evimde, yatağımdan uyanıp bir sabahta eşimle vedalaşıp çıkmamışım işe....

Neden mi ?

 Hep uzaktaydık çünkü..........

Hep ayrıydık.........

Bunca yıldır hep bir beklemedir hasretliktir, alıp başını gitmiş durumda... Artık isyanlardayım.......

'Hayrılısı olsun' sözüne katlanamağımı fark ettim geçen hafta, patladım öğretmenler odasında.....

' Olmasın' dedim.... ' Bu kadar yetti, hayırlı olmayan bu işte' dedim. ' Bu kadar üzülmem uykusuz geçeler geçirmem mi hayırlı' 

Eğer birşeyler hayırlı olacaksa

Bizi bu kadar üzen, mağdur eden, insan yerine koymayan zihniyete HAYIRRRRRRRRR

Depremde yaşanan kayıplara rağmen düğünlerde gezenlere HAYIRRRRRRRRRR

Şehidimin kanını yerde koyanlara HAYIRRRRRRRRR

3.10.11

Şeytan Diyor ki

Bırak kız şu mesleği..... 4 yıl okudun bir çok kişinin kapıştığı, yarış atı muamelisi gördüğün bir düzende düze çıktında ne oldu. Bağlı olduğun kurum saygılı mı sana. Senin mutlu olmandan onlara ne işleri görülsün yeter. Uğraştığın idealistce davrandığın zaman taktir mi alıyorsun.  Sadece meslektaşlarının düşmanlığını kazanıyorsun.
Bu çocuklar önemli  aslında şöyle çalışmayı denesek dediğinde de ne oldu.

''Hocaaaaa düzeni bozmaaaa''

İşte tamda burada giriyor şeytan devreye... Al bir dikiş makinası takır takır sür iğneyi kumaşa.Şahlansın kumaş dikildikçe göze hoş gelsin, şekil bulsun, anlam kazansın...... Boncuklar üzerinde dans etsin, pullar şıkır şıkır aksın. Ve küçük bir dükkanın vitrininde başkalrının bedeninde can bulsun. Yaptığın takılar, aksesuarlarla ben burdayım desin. Tek olsun sadece kişiye özel...

Eeee bu konunun özeti ne mi olsun ''SEN DÜZENE UYMA, DÜZENİ UYDUR YADA KENDİ DÜZENİNİ KUR!''    

28.9.11

Sessizce akıp gidiyor günler

Sizede benim gibi oluryor mu?
Aklımda yazacak bir çok şey varken, yeni kayıt butonuna bastığımda uçuveriyorlar. Aklımdada ki paragraf pargraf cümleler sonbahardaki kuşlar misali göç ediveriyor. Öylece bakıp kalıyorum... EEee ben ne yazacaktım oysa şimdi aklımdaydı oluyor.

Okullar açılınca zaten buralara az uğrayan ben iyice uğrayamaz oldum.Bu yıl minik öğrencilerim var. Daha ana kuzuları hepsi anneleri gidecek diye ödleri kopuyor ama böyle olmaz diyerek çocukları için herşeyi yapan anneleri yavaşçada olsa okula gelmemeye ikna ettim. Köfteler annesiz her işlerini halledebiliyor oysa. Gel görki annelere bunu anlatabilmek zaman alıyor. Anlıyorum zaten özel çocuklar anneler üzerine titriyor ama çok istenen bağımsız yaşama çocukalrın daha zor alışmasını sağlıyorlar.

Mesleğimi seviyorum ama çalıştığım sistem bozuk olunca önüme engeller koyunca şevkim kaçmıyorda değil. Bir çoğunuz zaten biliyorsunuzdur. Aile bütünlüğü, eğitim özgürlüğü demeden tek bir cümle ile yaktılar hepimizi.Eli bavullu kaldık ollarda. Bir kısmımız bunun için kahrolurken bir kısmımızı kaçırıyorlar can korkusuyla yaşıyor. Nereye gidiyoruz biz, sonumuz ne olacak belli değil. Kim savunuyor bizleri kim düşünüyor. Hep mi böyleydi yoksa işin içine girince bu yönlerini gördüm bilemiyorum.

Bazen içimdeki asi çocuğu salıvermek geliyor içimden isyan etsin bunlara dur desin. Sabahları haberleri izlemek iyice çıldırdıyor beni ölüm haberi almak, kaçıldı, olmayacakmış hep kötü hep kötü...... Bir kaos yaşanıyor ve kimse dur demiyor .....
Güzel günler bekler mi bizi yakınlarda, mutlu olmak neydi ki.......
Bunları düşünüp umut ederken ben  veda etmeli ağzıma tıkılan bir şarkıyla....

15.9.11

nasıl içim yanıyor anlatamam

Ne olacak şimdi diye soruyorum kendime....

Bulunduğum ilde son dönemim diyerek çıkıp geldim. Adaylığım tamamlanmış olacaktı dönem sonuna girmeden. Dönem sonunda da özür gurubuna bağlı atamalardan evime gidecektim.

Kapımı kapatırken, eşimle vedalaşırken, soranlara 4 ay daha diyordum. Oysa şimdi ne diyeceğimi bile bilemiyorum.

Planlarım, hayallerim alt üst olmuş durumda.

Gerekli yerlere başvurulurda bulundum bende ama ne çıkar bilmiyorum.
Artık öğretmen arkadaşlarımla tek yürek olup yüklenicez. Daha fazla mağdur olmak istemiyoz.

12.9.11

Mulberry Bag

Yukarıda ki güzellik hediye.....

Evet evet yanlış duymadınız........ Hatta daha ayrıntılı bilgi için buradan ulaşabilirsiniz........

10.9.11

Sonunda istenen kiloya ulaşıldı

Her bayanın isteğidir. Vitrinde gördüğü kıyaferi üzerinde de görmek. Elbette görme işi zor değil. Önemli olan nasıl göründüğü değil mi?
Aynalara küs, tartıları görmek istemediğim bir dönemdi diyetisyenden yardım alma fikri. En azından sağlıklı beslenmeyi öğrenmeliydim. Artık kendi evimde ki mutfağın makinisti ben olacaktım.

Kısa bir araştırma sonrası randevular ve telefon görüşmeleri sonrası Yasemin Hanımla iletişim kurduk.

Görüşme için giderken en korktuğum şey. ' Şundan yenmeli, o yenmemeli gibi' sözlerdi. Bundan sonraki hayatımın bir kibrit kutusu ölçüsünde geçmesinden korkuyordum.

Gerekli tahliller ve ölçümler sonrası artık yenilecek besinlerin kosuna gelmiştik. Evet beklenen soru geliyordu. Ama tahmin edildiği gibi değil.

'Neler yemek istersiniz? Nelerden hoşalnırsınız ?' sorusu beni ilk dakikalarda diyetin kollarına atıvemişti. Karşılıklı tatlı bir sohbet eşliğinde geçen konuşma sonrasında sevdiğim yiyeceklerden uzak kalmamıştım sadece yemem gereken miktarlarını öğrenmiştim. 

5 haftalık bir süreçte 10 günde bir görüşerek kilo kontrollerim yapıldı, ekletmek istediğim yiecekler, dışarda neler yiyebileceğim konuşuldu.

Peki sonuç mu?

 5 haftada 5 kilo üstelik %90'nı yağ

Şuanda kendimi daha iyi hissettiğim kaçınılmaz bir gerçek. Bugün itibariyle koruma programına geçmiş bulunuyorum. Ama ben biraz daha kilo verip öyle geçmek istiyorum bu programa.

Sağlıklı yaşam bekle beni ;)

9.9.11

Sevgili blog

Sevgili blog,
Yorgun hissediyorum bugün kendimi. Oysa sabahtan bu yana kendimi yoracak bir şey yapmadım. Daha doğrusu tek çöpü çöp üstüne koymadım. Aklım bunun biliyor olsada bedenim yorgunluk konusunda kararlı.

''Ufak bir kaç iş dışında da  yapacak bir iş yok'' diyor şeytan. O da öyle deyince içim rahatlıyor. Açamadığım göz kapaklarımın üstüne bizzat kendisi oturunca kalkamıyorum ayağa.

 Ben sana yazmak, anlatmak isterken ben hep engelliyor. Oysa ne kadar yoğun günler yaşadım. Sana göstermek istdiğim fotoğraflarım birikti. Biliyorum bana kırılacaksın ama facebooka senden önce atıverdim fotoğrafları. Bunu gören arkaşdaşlarım isyan etti artık. 'Yok mu sizin eviniz gece gündüz dışardasınız' diyor.
Haksız da değiller  hani TR'nin bir çok sahil şeridini tamamladık bu yaz. Gezilenleri eklmeden üstüne yeni yerler ve fotoğraflar birikti.  Üstünden zaman geçincede sıcağı sıcağı gibi coşkuyla yazamıyorsun hevesin kaçıyor. Elin yeni kayıt butunun üzeründe gidip gidip geliyor.

Sen bana kırılma emi..... Yarından sonra işe başlamak için evimi, kocamı bırakıp Denizliye doğru yol alıcam. Birazda canım ondan birşey istemiyor. Her ortalığı topladığımda  birşeyleri kapatığımda içim acıyor. Yarım kalan sözleer bir müddet daha Denizliden devam edicem. 

Şimdi miskinliği bırakıp son anların tadını çıkartmaya gidiyorum. Denizli de görüşmek üzere............

2.9.11

Çok şükür toparladık kendimizi......  Daha iyiyiz... Hastalığı atlattık...

Pazartesi iş başı.

 Özledim okulu ve çalışmayı.  2 haftalık seminer döneminden sonra çocuklarımda gelecek  hasret gidericez.  Gerçi hemen başlayacak gibi atıp sıkıyorum ama... Ben özel işlerimden dolayı  bir hafta geç başlıcam arkadaşlarımdan.

İşe Başlıcam da başlamasına ayrı olucam işte eşimden.

Onun burukluğu var.  Neyse tahminen bir 5 ay sonra kısmetse aynı şehirlerde olucaz.   


31.8.11

Ne oldu bize Hacı........

Bu nedir yaaaa sabahtan bu yana bir karın ağrısıdır sürüyor. Karı koca uzandık koltuklara ağrının şiddetini sorguluyoruz ara ara. 
2 gündür evimizden uzaktaydık, bir çok yer gördük, gezdik, dolaştık, aile büyüklerinin bir kısmı ile bayamlaştık.... Bu süre içinde öyle ilginç bir şey tüketmedik..... Yinede fark edemediğimiz bir şeyler olmuş demek ki

Anlayacağınız ağrıyor hemde çok ağrıyor...

Bayram

Canlarınızla, kanlarınızla, dostlarınızla güzel bir bayram geçirmeniz dileğiyle...............  

18.8.11

Ahşap boyama deneyimi

Ne boyama ama boya boya bitiremedim. Yan odada duruyor 2 aydır çatal bıçak takımının sandığı. Ruhumda var benim çöpcülük, birşey atmama huyum yıllardır beni takip ediyor.


Önce sitelerden nasıl boyayacağımı araştırdım. Kesin net bir anlatım yok. Genel olarak zımparala , sil, boya tarzında.... Tamamda kaç numara, nasıl bir fırça kullancağım değil mi?
Ehhh ne yapalım o zaman iş başa düşer. Koçtaştan boya reyonundan malzemeler temin edilir. Bu arada koçtaşta çalışan bıyıklı amcaya teşekkürler fırça konusunda çok yardımcı oldu. Neyse efendim. Yoğun ve bunaltıcı sıcakların biraz ara vermesi ile ilk fırsatta boya atılır. Daha sonraki fırsatta da üzerine desenler çalışılır. Fırça izide olsa desenlerden boya taşsada ben yaptım.




Veniklenince açılışı yapılıp faliyete geçecek kendileri...


Benden söylemesi
* Boyarken altına gazete koyuyorsanız kurumadan hemen alın, kuruyunca yapışıyor. Temizlemek ikinci bir iş oluyor.
*Fırça ile tek yönde boyayın,
*Fırçaya çok fazla boya almayın heryere akıyor
*Boyadığınız yerden ikinci kez geçmek için iyice kurumasını bekleyin yoksa altındaki boyayı fırça kaldırıyor.



12.8.11

Olleyyyy Eriyorum....

Bugün kontrol günüydü. 1700 gr verilmiş 9 günde.........

11.8.11

Kokoş dediğin masasından belli olur ;)

Dün akşam markette gezerken aşağıdaki güzelliği gördüm. Belki uzun zamandır vardır. Ama ben ilk kez görünce çok hoşuma gitti. Tabi hemen resimledim. Bundan sonra bant kesmek eğlenceli olacağa benziyor.
Sizcede güzel değil mi?


10.8.11

Bileklik değişikliği

Fotoğraftaki bilekliğin kurdelasız halini iş eğitim okulunun sergisinden almıştım. Birkaç kullanmadan sonra içindeki lastikli misina koptu. Bende tekrar yeni bir misinaya geçirip birde boncukları tamamlayacak bir kurdela geçirdim. Vee koca bir fiyonk attım. Kolumu hareket ettirdikçe boncuklarımda fiyonkumda çoşuyor.
Bilekiliğime yeni bir hava kazadırmış oldum böylece....

9.8.11

Ne attın yine kafadan

Akşam annem bizdeydi. Hep birlikte yemek yedik, güzel bir akşamdı Bir ara anneme ördüğüm siyah runnerı gösterdim.

- Bak ben ne örüyorum.

Daha bakmadan annem.

-Ne attın yine kafadan.

Bende hafif bir sırıtma. İçimden 'ne kadar iyi tanıyor beni ' .

8.8.11

yorumlarda neden benim adım çıkmıyor!

Ben neden kendi bloguma yorum yapamıyorum anlamadım sorun nerde.............

Gönder dediğinde adsız olarak tanımlıyor hemen beni çok ilginç yaaa....

6.8.11

Bakalım sonu ne olacak


Can sıkıntısından iyice ev hanımlığına sarıyorum galiba...


 Sıcakların bunalttığı şu günlerde başka bir şey yapamayınca en iyisi klimanın başında örgü örmek olsa gerek diyerek aldım elime ipi ve tığı başladım işe. Aslında uzun zamandır yapılmayı bekleyen birşeyler var ama inanın klimalı odadan dışarı çıkmak istemiyorum. Yukarıdaki fotoğraftaki örtüyü nette gezerken görmüştüm. Simetrik olmayan bir şekilde ve farklı modellerle tasarlanması çok hoşuma gitti. Uzun zaman aynı modeli örmekten hoşlanmayan ( ben gibi) kişiler için idael bir seçim gibi geldi. Şu anda rastgele kafadan uydurmaca bir motife başladım. Bakalım doğaçlama bu mecara ne kadar devam edecek. Yada başka bir Dıy 'a uyarlanmak için hangi kutunun köşesinde yer alacak.


PS: Şu anda hangi sayfadan aldımı bilmiyorum görselin kaynağını gösteremiyorum. Sanırım dekorasyon sayfalarından biriydi.


Bu arada belime kadar uzanan saçlarımı ensemde kestirdim. Yıllar sonra kısa saç kullanıcam.....

3.8.11

Bu aralar



Süper bir temizlik serüveninden sonra bugün göz kapaklarımı açamayacak kadar yorgun ve halsiz hissediyorum kendimi.


Sanırım yıllarca annemin gölgesi altında temizlik yapmaya benzemiyor. Artık kendime ait bir evim ve sorumluluğum var. Ki hala yapmam gereken bir kaç iş daha var ama beklesin.
Galiba ben ev hanımlığı için yaratılmayan tiplerdenim, çalışmak beni yormuyor bu kadar. 


Bilmiyorum belki bu yorgunluk bir hastalık belirtiside olabilir. Bir o kadarda  vücüdum kırgın, arada bir üşüme ve titreme atakları geliyor. Şu an isteyeceğim en son şeydir  şu hastalık sıcak yaz günlerinde hasta olmak kadar iğrenç bir şey olamaz. Kıştan daha ağır geçiriyorsunuz. Daha önce birkez yaşadım, bilirim acısını.... :(


Belki bir icraat olmayabilir ama aklımda bir çok DIY var. Ama nedense kendimi toparlayıp bir türlü hayata geçiremiyorum. Oysa hobi odası çalışılacak kadar oldu. Oda için uygun masa aldık. Malzemelerin birçoğu kutulara yerleştirildi. Dolaplar alınınca yerlerine koyulacak. Ama gel görki yapacak gücüm yok.


Bu aralar birde kafayı zayıflamaya takmış durumdayım. Bu kez öyle kafama göre yapmıyorum. Çünkü başarılı olmuyor. Verdiğim kiloyu tekrar geri alıyorum.  Bir diyestisyen eşliğinde beslenme programı yapıyoruz eşimle. Tahlillerimiz ve gerekli ölçümlerimiz sonrası bize uygun bir program hazırlandı. Az ve sık sık yiyoruz. Bir haftada 800 gr vermişim. 500 gr'mı yağmış, diyetisyenim çok iyi dedi. Benim gözüme az geldi ama neyse artık. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlıklı bir kilo vermiş görünüyorum. Sonuçta ayda 2 ile 4 kilo arası vermenin ideal olduğu belirtiliyor. Bu bilgilere göre teselli etmek kendimi en iyisi olsa gerek.  İlk hafta ekstra bir egzersiz çalışması yapmadık.
 Bu hafta başlayacağız, gün aşırı minumum 30 dk yürüyüş yapıcaz. Diğer günlerde de plates yapıyorduk zaten. Gerçekten vücüdu sıkılıştırıyor. Ayrıca yarından sonra 1 aylık yağları yakan cihaz garantili bir programa başlıcam. Herhalde kilo vermem daha çok hızlanır. Veremesemde yuh artık  değil mi! O zaman kalça ve basenlerinde yağ yerine taş gezdiyorum. Ki bunca atraksiyona taş bile dayanmaz ..........

1.8.11

En'lerle Haftasonu


En lezzetli yemek?
Düden Şelalesinde balık yemek

En çok efor harcanan aktivite?
Plates, Yüzmek

En çok gülünen olay?
Bülent Ersoy'un Mr Spak'ın halasını oynamanız için teklif getireceklermiş dediklerindeki yüz hali

En (amaç enlemek ya) (BİR)  sonraki tatil planı?
Uçağa atlayıp Ankara'ya gitmek

En güzel hayal?
Yakın bir tarihte kendime ait bir tasarım atölyesi sahibi olmak

En bayıcı olay?
Antalya'nın bayıcı sıcakları

En sıkıcı olay?
Nerden geldiği olmayan ani baş ağrısı ve  yarın sıcakta ucu bucağı olmayan bir temizlik serüveninin beni  beklemesi

28.7.11

Benim çocuk yanım

Lunaparkları çok sevmişimdir her zaman.

Renktir, sevinçtir, mutluluktur, heyecandır, sestir, zaman zaman korkudur... Ve tarif edilemeyen bir çok duyguyu barındırır.
Kim itiraz edebilir ki ben asla sevmem Lunaparkları diye!

Arabada Haluk Levent 'Seni görmem lazım' diye avaz avaz lunaparka gitmek daha bir güzel olsa gerek


Renkler, ışıklar ve sesler bizi çağrıyor.


Sadece ben sevmiyorum demiştim....


Peki çılgın bir dansa hazır mısınız?


Yok ben almıyım derseniz. Atlı karıncadaki ata dönmesinde eşlik edebilirsiniz.



Mutluyum, mutlusun, mutlu.....


Söyle bana küre 'Dünyada dertsiz ve kedersiz biri var mıdır?'


Ne kadar değişik oyuncak getirirlerse getirsinler. Lunaparka ruhunu veren dönmedolap ve atlı karınca olsa gerek.....


owwwwwww şaşırdım

Dün Zuzumla Antalyanın tek outleti olan deepoya gitti. Gerçi tamda outlet sayılmaz ben 20 mağazadan 5'i acak outlettir. Bu mağazalara heveslenip girincede birşey bulamazsınız. Nedense hepsi yeni sezon yazılı etiketlerin altını doldururlar.

Neyse Zuzum hafta sonu hizmet içi eğitim seminerine gideceği için yollarda rahat olur diyerekten bir adidastan bir takım bakalım dedi.

Buraya kadar herşey güzel. Zuzum takımları denerken bende mağazada tur atmaya başladım. Tanrımmmmmmmmmm

Ne garip parçalar var. Özellikle sokak danscıları için tasarlanmış kıyafetler beni benden aldı.
Oradaki çalışanlara 'adidas böyle şeyler üretiyor mu?' dedim.
Çalışanda ' Evet Bunlar neler ki, öyle parçlar geliyor ki biz bile şaşıyoruz'dedi.

Çoğunlukla turistler alıyormuş bunları.


Evet şimdide Zuzumla tanışın, bir kısmı ile'-'
Dolgu topuk ayakkabı ile eşofman denerken :D

26.7.11

Canım çek bi Krosan



Bu resimden sonra yorumu Burhan Altıntop'a bırakıyorum.

'' Ben kuruhasan sevmiyorum, çok kuru geliyi bağaa''

25.7.11

Hafta sonu

Ne hızlı geçti hafta sonu........ Hızlı yaşamak bu olsa gerek. Hafta içi Koçiş işten gelir. Tatilde olduğu için çalışmayıp ev hanımlığı yapan karısının sıkılan canı açılsın diye avm turu yaptırır, market alşverişine götürür. Hafta sonu biryerlere gidilir günün geri kalını orada geçirilir.

Denizliye bir kutu götürmemiz gerekiyordu. Acaba kargo mu ile yollasak yoksa kendimiz mi götürsek hemde köyceğizdeki aile büyüklerine uğrayalım mı derken çıktık yola...


Buraya kadar herşey güzeldi. Planın akışına uyarak yola devam ediyorduk. Bir anda kocişim Aydın üzerinden mi gitsek deyince eeeeeeeeee karısıda dünden iştahlı bu konulara. Bir U önüşü hatta 2 U dönüşü ile Aydın yoluna girdik. 2 U dönüşü dyorum ilk U'yu Ankaraya yapmış bebeğim '_'




Yolların cazibesine kapılarak sağa solu inceleyerek, sıcaktan erime teorilerine rağmen devam ettik. Bir müddet sonra Nazilli'ye yaklaştıkça bize bir demiryolu eşlik etmeye başladı yada biz onun serüvenine katıldık. Şansımız yaver giderse belki bir tren bile görebilirdik.


Nazilli güzel bir ilçe, girince sizi yol kenarında ağaçlar karşılıyor...


Nerde yemek yenir nerede ne içilir çok iyi bilmediğimiz için Aydın'a doğru devam ettik. Açlık tavan yapmış durumda yol kenarında gözümüze hoş gelen ağaçların altında masaların olduğu bir Restauranta oturduk. Dedik ne tavsiye edersiniz. Pidemizi bir deneğin dediler ki gerçekten doğruymuş. İlk kez bir pide yedikten sonra ağırlık yapmadı. Çünkü bu tarz yiyecekler kullandıkları yağdandır sanırım yedikten bir süre sonra insanı rahatsız eder.


Evet evet şanslıydık, bir tren gördük....


Karnımız doydu, yola devam istikamet Aydın...


Eeee oraya kadar gidip Forum Aydın'ı görmemek olmaz.



Yola devam ederken, Soğuk birşeyler içelim mi?


Aydından Muğlaya geçiyoruz...... Heryer outlet, fabrika satış mağazası. Keşke burada da olsa :( Şaka gibi 20 tl'ye ternçkot aldım LCW'dan


Unutumadım tabi ki Muğladan önce Çineden geçiyoruz...


Devammmmmm edelimmmmmm



Muğlaya geldik..


Doğamda outlet, avm gibi kelimelere karşı bir sempatiklik var.


Az kaldı..


Ama önce



Görmeye değilecek bir manzara Gökova Koyu




Aslında Marmaris de var ama ne yapsak kiii


O zman bizde marmarise geçeriz, hatta kalma planı yaparız. Yer bulma ümidiyle turlar yer bulamayınca en yakın beldeye telefon açılır istenilen yerlerde de yer olmadığını öğrenince tıpış tıpış evmize döneriz.

Şafak sökerken Antalya semalarında görünürüz...