28.9.11

Sessizce akıp gidiyor günler

Sizede benim gibi oluryor mu?
Aklımda yazacak bir çok şey varken, yeni kayıt butonuna bastığımda uçuveriyorlar. Aklımdada ki paragraf pargraf cümleler sonbahardaki kuşlar misali göç ediveriyor. Öylece bakıp kalıyorum... EEee ben ne yazacaktım oysa şimdi aklımdaydı oluyor.

Okullar açılınca zaten buralara az uğrayan ben iyice uğrayamaz oldum.Bu yıl minik öğrencilerim var. Daha ana kuzuları hepsi anneleri gidecek diye ödleri kopuyor ama böyle olmaz diyerek çocukları için herşeyi yapan anneleri yavaşçada olsa okula gelmemeye ikna ettim. Köfteler annesiz her işlerini halledebiliyor oysa. Gel görki annelere bunu anlatabilmek zaman alıyor. Anlıyorum zaten özel çocuklar anneler üzerine titriyor ama çok istenen bağımsız yaşama çocukalrın daha zor alışmasını sağlıyorlar.

Mesleğimi seviyorum ama çalıştığım sistem bozuk olunca önüme engeller koyunca şevkim kaçmıyorda değil. Bir çoğunuz zaten biliyorsunuzdur. Aile bütünlüğü, eğitim özgürlüğü demeden tek bir cümle ile yaktılar hepimizi.Eli bavullu kaldık ollarda. Bir kısmımız bunun için kahrolurken bir kısmımızı kaçırıyorlar can korkusuyla yaşıyor. Nereye gidiyoruz biz, sonumuz ne olacak belli değil. Kim savunuyor bizleri kim düşünüyor. Hep mi böyleydi yoksa işin içine girince bu yönlerini gördüm bilemiyorum.

Bazen içimdeki asi çocuğu salıvermek geliyor içimden isyan etsin bunlara dur desin. Sabahları haberleri izlemek iyice çıldırdıyor beni ölüm haberi almak, kaçıldı, olmayacakmış hep kötü hep kötü...... Bir kaos yaşanıyor ve kimse dur demiyor .....
Güzel günler bekler mi bizi yakınlarda, mutlu olmak neydi ki.......
Bunları düşünüp umut ederken ben  veda etmeli ağzıma tıkılan bir şarkıyla....

15.9.11

nasıl içim yanıyor anlatamam

Ne olacak şimdi diye soruyorum kendime....

Bulunduğum ilde son dönemim diyerek çıkıp geldim. Adaylığım tamamlanmış olacaktı dönem sonuna girmeden. Dönem sonunda da özür gurubuna bağlı atamalardan evime gidecektim.

Kapımı kapatırken, eşimle vedalaşırken, soranlara 4 ay daha diyordum. Oysa şimdi ne diyeceğimi bile bilemiyorum.

Planlarım, hayallerim alt üst olmuş durumda.

Gerekli yerlere başvurulurda bulundum bende ama ne çıkar bilmiyorum.
Artık öğretmen arkadaşlarımla tek yürek olup yüklenicez. Daha fazla mağdur olmak istemiyoz.

12.9.11

Mulberry Bag

Yukarıda ki güzellik hediye.....

Evet evet yanlış duymadınız........ Hatta daha ayrıntılı bilgi için buradan ulaşabilirsiniz........

10.9.11

Sonunda istenen kiloya ulaşıldı

Her bayanın isteğidir. Vitrinde gördüğü kıyaferi üzerinde de görmek. Elbette görme işi zor değil. Önemli olan nasıl göründüğü değil mi?
Aynalara küs, tartıları görmek istemediğim bir dönemdi diyetisyenden yardım alma fikri. En azından sağlıklı beslenmeyi öğrenmeliydim. Artık kendi evimde ki mutfağın makinisti ben olacaktım.

Kısa bir araştırma sonrası randevular ve telefon görüşmeleri sonrası Yasemin Hanımla iletişim kurduk.

Görüşme için giderken en korktuğum şey. ' Şundan yenmeli, o yenmemeli gibi' sözlerdi. Bundan sonraki hayatımın bir kibrit kutusu ölçüsünde geçmesinden korkuyordum.

Gerekli tahliller ve ölçümler sonrası artık yenilecek besinlerin kosuna gelmiştik. Evet beklenen soru geliyordu. Ama tahmin edildiği gibi değil.

'Neler yemek istersiniz? Nelerden hoşalnırsınız ?' sorusu beni ilk dakikalarda diyetin kollarına atıvemişti. Karşılıklı tatlı bir sohbet eşliğinde geçen konuşma sonrasında sevdiğim yiyeceklerden uzak kalmamıştım sadece yemem gereken miktarlarını öğrenmiştim. 

5 haftalık bir süreçte 10 günde bir görüşerek kilo kontrollerim yapıldı, ekletmek istediğim yiecekler, dışarda neler yiyebileceğim konuşuldu.

Peki sonuç mu?

 5 haftada 5 kilo üstelik %90'nı yağ

Şuanda kendimi daha iyi hissettiğim kaçınılmaz bir gerçek. Bugün itibariyle koruma programına geçmiş bulunuyorum. Ama ben biraz daha kilo verip öyle geçmek istiyorum bu programa.

Sağlıklı yaşam bekle beni ;)

9.9.11

Sevgili blog

Sevgili blog,
Yorgun hissediyorum bugün kendimi. Oysa sabahtan bu yana kendimi yoracak bir şey yapmadım. Daha doğrusu tek çöpü çöp üstüne koymadım. Aklım bunun biliyor olsada bedenim yorgunluk konusunda kararlı.

''Ufak bir kaç iş dışında da  yapacak bir iş yok'' diyor şeytan. O da öyle deyince içim rahatlıyor. Açamadığım göz kapaklarımın üstüne bizzat kendisi oturunca kalkamıyorum ayağa.

 Ben sana yazmak, anlatmak isterken ben hep engelliyor. Oysa ne kadar yoğun günler yaşadım. Sana göstermek istdiğim fotoğraflarım birikti. Biliyorum bana kırılacaksın ama facebooka senden önce atıverdim fotoğrafları. Bunu gören arkaşdaşlarım isyan etti artık. 'Yok mu sizin eviniz gece gündüz dışardasınız' diyor.
Haksız da değiller  hani TR'nin bir çok sahil şeridini tamamladık bu yaz. Gezilenleri eklmeden üstüne yeni yerler ve fotoğraflar birikti.  Üstünden zaman geçincede sıcağı sıcağı gibi coşkuyla yazamıyorsun hevesin kaçıyor. Elin yeni kayıt butunun üzeründe gidip gidip geliyor.

Sen bana kırılma emi..... Yarından sonra işe başlamak için evimi, kocamı bırakıp Denizliye doğru yol alıcam. Birazda canım ondan birşey istemiyor. Her ortalığı topladığımda  birşeyleri kapatığımda içim acıyor. Yarım kalan sözleer bir müddet daha Denizliden devam edicem. 

Şimdi miskinliği bırakıp son anların tadını çıkartmaya gidiyorum. Denizli de görüşmek üzere............

2.9.11

Çok şükür toparladık kendimizi......  Daha iyiyiz... Hastalığı atlattık...

Pazartesi iş başı.

 Özledim okulu ve çalışmayı.  2 haftalık seminer döneminden sonra çocuklarımda gelecek  hasret gidericez.  Gerçi hemen başlayacak gibi atıp sıkıyorum ama... Ben özel işlerimden dolayı  bir hafta geç başlıcam arkadaşlarımdan.

İşe Başlıcam da başlamasına ayrı olucam işte eşimden.

Onun burukluğu var.  Neyse tahminen bir 5 ay sonra kısmetse aynı şehirlerde olucaz.