30.1.12

Berlin Kaplanı


Hafta sonunu güzel değerlendirdik.





Ata Demirer son filmi olan Berlin  Kaplanındayık dün akşam. Bir çok izleyenden güzel yorumlar duymuştuk zaten ama ben son ana kadar hala aklımda olmayan bir filmdi nedense.
Salona girdikten sonra iyikide girmişiz dedim. O kadar bol kahkahalı ve hayatın içinden bir filmdi. Ata Demirer'in özellikle konuşma tarzına bayıldım. Öyle güzel anektodlar vardı ki filmde....    Ehhh nede olsa filmin Türkiyede olan sahneleri memleketimde çekilmiş... Mutlaka yakın zamanda izlenecekler listesine ekleyin derim....

27.1.12

Üzüm üzüme baka baka

Atalarımız herşeyi bilerek söylemişler. Adamlar bişey biliyomuş canım yoksa o kadar sözü boşa mı söylemişler.

Dün akşam eşimle tv izliyoruz. Ben tabi yine bloglar arası geçişlerdeyim.

Koçiş:
-'Sen eskiden hep teknoji ile ilgilenirdin.Şimdi hep kıyafet. Ne ile giyilecek diye bakıyorsun' derken cümlesini sende tamamladı ben diyim tamamlamadı.

Bugün ne giysem tekrarı var tv'de bu arada.
Bir çığlık
- 'Aaaaa o eteğin altına o çorap giyilir mi? demesin mi..........


Eeee neymiş gerçekten iki üzüm birbirine baka baka kararıyormuş..... Kara üzümüm benim




26.1.12

Bayan Sakar












Aman Tanrım bu nasıl bir sakarlıktır.

  • Pazar günü gittiğimiz kahvaltıda nasıl becerdiysem ısırmak için ağzıma doğru götürdüğüm ekmeği parmaklarımın arasında fazla sıkmış olmalıyım ki elimden fırladı gitti. Öylece kala kaldım...
  • Ekmek olayından birkaç dakika sonra çay kaşığını yere düşürdüm hiç düşmeyecek bir yerde tüm kafenin içinde paldır küldür bir ses aldı gitti başını ama ben sanki ben değilmişcesine hiç istifimi bozmadım.
  • Aynı günün devamında Real'de  wok tavalarını incelemek için yeltenince bir kaç tavavı kafama düşürdüm. Umarım kimse görmemiştir moduna giren ben ve eşim tavaları yerine asınca reyondan hızla uzaklaştık. Eşime sorduğum ilk soru başım kanıyomuydu. Yani siz düşünün artık o anki acıyı.
  • Bir sonraki gün kahve içimeye çalışırken kahveyi döktüm üstüme alt dudağım, çenem ve göğsümün bir kısmı yandı. Elimde silverdin ile geziyorum bir an önce geçsin diye. Yanıklarım önce su topladı şimde ise kabuklanmaya başladı. Özellikle çenemdeki görüntü birşeyler yedikten sonra ağzımı silmemişim gibi görünüyor. Görüntüye mi yansam acıya mı bilmiyorum.
  • Ve son sakarlığıma gelirsek sehpa üzerine koyduğum çay kupasını kendim çarpıp döktüm. Bu kez Allah'tan fazla birşey olmadı.
Yani anlayacağınız bu aralar elimin ayağımın pek ayarı yok. Dokunduğum şeyi yıkıp, parçalayıp geçiyorum. Yakında 'bayan sakar' ünvanını açık ara önce göğüsleyebilirim.

Bu Aralar

Bu Aralar..........



Antalya' yı izlemeyi



Yeni lezzetler denemeyi



Yağmur damlalarını




Sadece realde bulunan çukutaları


                                                   Gece mamalarını



                                                           SEVİYORUMMMMM.........

Kısa kısa özetleyecek olursak

Aylar sonra son buldu küskünlüğüm.... Tek bir cümle kurmak isteği gelmedi, tabi doğal olarak yazma isteğide... Ama geçmiş sıkıntılı günlere bir sünger çekme zamanı geldi. Şimdi evimdeyim, eşyalarımı yerleştiriyorum. Çok yavaş ilerliyoruz ama olsun artık hep buralardayım.
Sanırım en güzeli eşimle tv izleyip, çay içmenin tadına varmak.....

Yerleştirilecek bir çok eşya var sağda solda bekleyen. Yıkanması gerekenler çamaşır makinasının önünde kamp kurmuş durumda. Bu soğuk kar kışta  kurumak bilmiyor evin boş odalarında saçma sapan köşelerinde yıkanmış çamaşırlar asılı pazardan hallice görüntülerle evimizi şenlendiriyoruz.
Biran önce düzeni oturtup beklenen yaşama devam etmeli değil mi?

NOT: Kullanmaya başladığım şablonu buradan aldım tık tık...