28.7.11

Benim çocuk yanım

Lunaparkları çok sevmişimdir her zaman.

Renktir, sevinçtir, mutluluktur, heyecandır, sestir, zaman zaman korkudur... Ve tarif edilemeyen bir çok duyguyu barındırır.
Kim itiraz edebilir ki ben asla sevmem Lunaparkları diye!

Arabada Haluk Levent 'Seni görmem lazım' diye avaz avaz lunaparka gitmek daha bir güzel olsa gerek


Renkler, ışıklar ve sesler bizi çağrıyor.


Sadece ben sevmiyorum demiştim....


Peki çılgın bir dansa hazır mısınız?


Yok ben almıyım derseniz. Atlı karıncadaki ata dönmesinde eşlik edebilirsiniz.



Mutluyum, mutlusun, mutlu.....


Söyle bana küre 'Dünyada dertsiz ve kedersiz biri var mıdır?'


Ne kadar değişik oyuncak getirirlerse getirsinler. Lunaparka ruhunu veren dönmedolap ve atlı karınca olsa gerek.....


owwwwwww şaşırdım

Dün Zuzumla Antalyanın tek outleti olan deepoya gitti. Gerçi tamda outlet sayılmaz ben 20 mağazadan 5'i acak outlettir. Bu mağazalara heveslenip girincede birşey bulamazsınız. Nedense hepsi yeni sezon yazılı etiketlerin altını doldururlar.

Neyse Zuzum hafta sonu hizmet içi eğitim seminerine gideceği için yollarda rahat olur diyerekten bir adidastan bir takım bakalım dedi.

Buraya kadar herşey güzel. Zuzum takımları denerken bende mağazada tur atmaya başladım. Tanrımmmmmmmmmm

Ne garip parçalar var. Özellikle sokak danscıları için tasarlanmış kıyafetler beni benden aldı.
Oradaki çalışanlara 'adidas böyle şeyler üretiyor mu?' dedim.
Çalışanda ' Evet Bunlar neler ki, öyle parçlar geliyor ki biz bile şaşıyoruz'dedi.

Çoğunlukla turistler alıyormuş bunları.


Evet şimdide Zuzumla tanışın, bir kısmı ile'-'
Dolgu topuk ayakkabı ile eşofman denerken :D

26.7.11

Canım çek bi Krosan



Bu resimden sonra yorumu Burhan Altıntop'a bırakıyorum.

'' Ben kuruhasan sevmiyorum, çok kuru geliyi bağaa''

25.7.11

Hafta sonu

Ne hızlı geçti hafta sonu........ Hızlı yaşamak bu olsa gerek. Hafta içi Koçiş işten gelir. Tatilde olduğu için çalışmayıp ev hanımlığı yapan karısının sıkılan canı açılsın diye avm turu yaptırır, market alşverişine götürür. Hafta sonu biryerlere gidilir günün geri kalını orada geçirilir.

Denizliye bir kutu götürmemiz gerekiyordu. Acaba kargo mu ile yollasak yoksa kendimiz mi götürsek hemde köyceğizdeki aile büyüklerine uğrayalım mı derken çıktık yola...


Buraya kadar herşey güzeldi. Planın akışına uyarak yola devam ediyorduk. Bir anda kocişim Aydın üzerinden mi gitsek deyince eeeeeeeeee karısıda dünden iştahlı bu konulara. Bir U önüşü hatta 2 U dönüşü ile Aydın yoluna girdik. 2 U dönüşü dyorum ilk U'yu Ankaraya yapmış bebeğim '_'




Yolların cazibesine kapılarak sağa solu inceleyerek, sıcaktan erime teorilerine rağmen devam ettik. Bir müddet sonra Nazilli'ye yaklaştıkça bize bir demiryolu eşlik etmeye başladı yada biz onun serüvenine katıldık. Şansımız yaver giderse belki bir tren bile görebilirdik.


Nazilli güzel bir ilçe, girince sizi yol kenarında ağaçlar karşılıyor...


Nerde yemek yenir nerede ne içilir çok iyi bilmediğimiz için Aydın'a doğru devam ettik. Açlık tavan yapmış durumda yol kenarında gözümüze hoş gelen ağaçların altında masaların olduğu bir Restauranta oturduk. Dedik ne tavsiye edersiniz. Pidemizi bir deneğin dediler ki gerçekten doğruymuş. İlk kez bir pide yedikten sonra ağırlık yapmadı. Çünkü bu tarz yiyecekler kullandıkları yağdandır sanırım yedikten bir süre sonra insanı rahatsız eder.


Evet evet şanslıydık, bir tren gördük....


Karnımız doydu, yola devam istikamet Aydın...


Eeee oraya kadar gidip Forum Aydın'ı görmemek olmaz.



Yola devam ederken, Soğuk birşeyler içelim mi?


Aydından Muğlaya geçiyoruz...... Heryer outlet, fabrika satış mağazası. Keşke burada da olsa :( Şaka gibi 20 tl'ye ternçkot aldım LCW'dan


Unutumadım tabi ki Muğladan önce Çineden geçiyoruz...


Devammmmmm edelimmmmmm



Muğlaya geldik..


Doğamda outlet, avm gibi kelimelere karşı bir sempatiklik var.


Az kaldı..


Ama önce



Görmeye değilecek bir manzara Gökova Koyu




Aslında Marmaris de var ama ne yapsak kiii


O zman bizde marmarise geçeriz, hatta kalma planı yaparız. Yer bulma ümidiyle turlar yer bulamayınca en yakın beldeye telefon açılır istenilen yerlerde de yer olmadığını öğrenince tıpış tıpış evmize döneriz.

Şafak sökerken Antalya semalarında görünürüz...



22.7.11

harry potter


Lise sıralarında başlanmış bir macera benim için.... Gözümü kırpmadan okumuşluğum vardır kitapları, ertesi gün okul olmasına rağmen geç yatmalarımın kaynağıdır.

10 yıllık bir macerayı tamamladık. Filmle ilgili fazla söze gerek yok herkes az çok maceradan haberdar.


Bence...........
Sanırım en güzel yanıda 3'lünün kendi çocuklarını Hogwats'a gönderişleriydi. En üzücü yanıysa artık hühühühühü seri bitti...........

Cuk oturdu desem

Bir halıcı ancak bu kadar isyan edebilirdi. Adamın 4. gelişiydi kapıda ' bu son olur inşallah' diyerek girdi. 'Eeee bizimde umudumuz o yönde diyerek' halılar yerini aldı. Oldu işte bu kez oldu diyerek halıcıyla sevincimizi futbolcularımızın şu göğüs çarpıştırma işinden sonra timsah yürüyüşü ile tamamlayabilirdik ama usturuplu davranarak, sevincimizi ohhh nidalarıyla tamamladık.

Evin tüm halılarını aynı mağazadan aldık. Bir çok markayı sattıkları için böylece gezmemiş olduk. Salon hariç diğer halıları pratik bir şekilde seçmemize rağmen bir türlü salonun halısını seçemedik.

Efenim olmuyor, tamam önce ton hatası yaparak griye kaçan bir halı seçmişiz, ardından aynı modelin kahve tonlarını getirttik olmadı. Tabi bu arada kendileride yanlışlık yaparak farklı bir boyutta halı getirdiler. En son 2 gün önce akşam koçişimle tekrar mağazaya uğrayıp halıların odaya uymadığını söyleyip yeni bir şeçim yaptık. Artık halının kalitesinden çok rengine bakıyorduk herşeyden vazgeçtik en azından odaya uysun diyorduk ki... Şansımıza istenilen kalitede, modelde ve daha da önemlisi renkte bir halı bulundu.





Şimdi kaldı odasının aksesuar işine. En zevkli kısmı bu olsa gerek............

Fotoğraflarda ışık ters yönde kalmış neyse başka birgün tekrar çekeriz....

21.7.11

Gerçek olan birşey varsa


Çok sıcak, kaçalım, yoksa eriyeceğiz..........


Klimalı odadan çıkınca bir alev yalıyor yüzünüzü, mutfakta hazırlık yapmak işkenceye dönüşecek sanırım........

İlk Misafir & hobi odası için hazırlık

Akşama aile büyüklerimiz yemeğe gelecek..... Hazırlıklara tam gaz devam...
Dün akşamdan marine edilmesi gerekenleri ve tatlıyı hazırladım. Ana yemek ve mezeler içinde birazdan iş başı yapmam gerek....

Tabi bunlardan önce hobi odası için bazı düzenlemeler yaptım. Geçen gün koçtaştan aldığım kutular hobi odasının renkleri için zemin oluşturdu.

Odada var olan fıstık yeşili kanepeyi mavinin bu güzel tonuyla tamamlamaya karar verdim.Poşetlerdeki eşyaların bir kısmını kutulara yerleştirdim ama bir kaç kutu daha alsam fena olmaz hani. Bu renklere uygun halı bulmak lazım şimdi daha önce halılara bakerken gördüğümü hatırlıyorum ama hangi firmanın modeliydi ve kalitesi nasıldı hiç hatırlamıyorum.
Tabi iş halıyla bitmiyor. Kutuları koyabileceğim bir kitaplık ve çalışmak için masaya ihtiyacım var. Büyük bir ihtimalle akağaç olur renkleri, odayı ferah göstermek için açık renk kullanmalı. Bir kaç aksesuar ve kaşık takımının kutusu uygun renklere boyanacak... İşte oda hazır...... Gerçeğini ne zaman görebliriz ...... yorum yok :D

Balayı part 1

Bloga birşeyler yazmak için her açışımda biyerlere takılıp kalıyorum nedense dalıyorum. Yada birşeyler oluyor bir türlü kısmet olmadı yazmak. En azından başka blogları okuma fırsatı bulabiliyorum.

Üzerinden bir kaç hafta geçti ama balayından bahsetmemek olmaz şimdi. Tercihimiz Kemer'di.

Bildik, tanıdık manzaralar ve yollar sonrasında Kemer'e vardık.



Kemerin içini çok iyi bilmediğimiz halde otelimizi bulmak çok zor olmadı....


Otelde herşey çok güzeldi desem yalan olur. Türk hamamı, aromatik yağlarla masaj, jakuzi, havuz keyfi süperdi. Gel gör ki onca yemek var. Şöyle ağzında şenlik yaratacak bir tat yok. Otelde olduğumuz gün süresince marul ve havuç yemek zorunda kalmak açıkcası beni çok tatmin etmedi. Tek tesellisi forma girmemize neden oldu..

Kemer çok hareketli bir tatil beldesi.Her otelden müzik sesleri yükseliyor. Yürüyüş yollarında ve marinada yürüyen bronzlaşmış, süslenmiş şık insanlar var heryerde.




Limanda oturmak, çay içmek gün batımını izlemek tatilin güzel yanı olsa gerek....

Fotoğraf makinası ile farklı çekim yapma fırsatı buldum aynı zamanda..


Akşam Kemer sokaklarında yürümek, vitrinlerin fotoğraflarını çekmek güzeldi.Kemerde neler modaymış acar muhabir iş başındaydı ...... Sokakta gezerken mağazaya zoomlayıp çekip yapmak zor iş, mağazaya zorla davet eden satıcıya çaktırmadan çekim yapmak daha da zor....





İlk resimdeki üzerine kalp eklediğim tunik vitrindeki favorim.........

Eee ayrıca otelimizin kendi çapındaki animasyon ekibinden bahsetmeden edemicem.... Her akşam aynı gösteri olmaz.... Sanırım fazlada söze gerek yok..


Resimdeki kaplumbağı ve ekibinide (kendileri ve ekibi buzdolabinın üstünde) kemer'den hatıra birşeyler olsu diye aldık. Çok sevimliler hepsi...
Balayı özetimiz buydu, birkaç ayrıntı postu ile yakın zamanda karşınızda olacağız...


Son pozda fotoğraf çalışmalarımdan bitanesi olan ''korkunç ayak parmakarı'' eserim.......