20.12.10

Bugün ne giydim

Bugün otobüsü kaçırınca ayağımdaki topuklularla koştum. Denizli caddelerini tak tak topuk sesleriyle inlettim. Önde otobüs arkada iki kız koşturduk ama nafile durmadı hıyar ( çok sorry ama kızgınım) gözümüzün içine baka baka bastı gitti. Ehhh ben seni yarın yakalamazmıyım, sana sormazyım. Başka bir araça binip daha kolay binebileceğimiz bir durağa gittik ki o da sağolsun bizi 2 km kadar uzakta indirmiş. Sanırım o topuklular ile bir 3km koşmuşluğum vardır ki; şu anda ayakların su toplamış durumda. Üstelik patladılar siz düşünün artık ağrıyı ve acıyı. Ayakkabıların içinde ayakkabı pedleri vardı üstelik ona rağmen kocaman kocamn sulu yaralarım var. Ama yılmadım başardım zamanında işe varmayı. Acı büyük olunca çıkıp yürümedim koridorlarda ders aralarında bile sınıfta oyalandım.

Tenefüs yapmadım ama ne giydim postu için foto çektim...






Peki neler mi giydik.
Elbise: Defacto
Çizme: Shoetek
Çorap: Penti
Hırka: LCW
Kaban: Miss Poem

19.12.10

ilk gezinti

İlk hafta sonu iş sonrası cumartesi temizlikle geçti ama pazarı boşa harcamayalım deyip düştük yollara. Güneşte kendini gösterince.......



Watsons'ına kendimizi vurduk. Eller reyon ile sepet arasında mekik dokudu. Kör olasıca nefis doymak bilmiyor aldıkça alıyor



Ardından Forum kazan biz kepçe gezdik akşama kadar sonra isyan eden kollarımızı dinleyip eve geri geldik.



Bu kazağıda ev arkadaşım aldı ben herşeyin fotoğrafını çekince oda çektirdi bir güzel düzenleyip kazağı.


Her şeyi daha ayrıntılı yazmak istiyorum ama yeni bir düzen kuruyorum sonuçta, alışmaya çalışıyorum. Özellikle bunca tatilden sonra bedenim alışmakta zorlanıyor.

14.12.10

çok yorgunum çok



Bu resimden farksız halim, tempo tempo derken al sana tempo diyeceksiniz......

13.12.10

İlk gün, ilk yorgunluk......

Zor bir yolculuktu... Önce otobüsün yoğun kar yağışında güzergahı değişti sonrada tipiye yakalandık adım adım zor geldik.
Antalyada açık bir hava......


Biraz yol alınca müthiş bir soğuk ve kar........


Otobüste rahatım iyiydi. Hijyen için kulaklıkların bonesi vardı. Ve kaptan ne isterse değil seiz ne isterseniz onu izliyordunuz...


Sıcacık evimize geldik eşyaları yerleştiriyoruz....
Veeeee üstüne çay.....


Daha çok yazmak isterdim ama ilk gün ilk yorgunluk olunca baş ağrısı hat safhada.....

11.12.10

Yarın bir otobüs kalkar bu şehirden

Yarın yeni bir başlangıç için elimde bavulum düşeceğim yollara.....



İçim rahat aileme ve bitaneme yakınım. İstediğim hafta sonları, onları rahatlıkla görebileceğim...

Pazarteside iş başı........


Ni ha ha hooooooooooo..........

10.12.10

İşte yeni gözdem......




Artık daha kaliteli fotolar ile karşınızda olucam..

Denizliden İlk Kareler

Oldu olacak nezaman derken birde bakmışım atanmışım.... Yaşamın bir kısmını Denizli de geçirmek üzere yola koyulduk yapılması gereken işleri halledip geldik. Sevgili ile 3 saate vardık Denizliye fakat bilmediğimiz bir şehir olduğu için ordan oraya gitmek baya zamanımızı aldı. Ev bilem tuttuk çok güzel içinde eşyaları var hatta çok tatlı aynı okulda görev yapacağım bir arkadaş ile paylaşıyorum...
En yakın zamanda yeni evdende görüntüler ile burda olurum. Sonuçta beni bekleyen büyük bir temizlik süreçi ama çabuk biteceğinden eminim neden derseniz çünkü evimiz 1+1 Amerikan mutfaklı... hihihihi

Şimdi az laf çok foto.......
yola koyuldukk


Buz gibiydi dışarısı kırağı tutmuş...



Denizliyi tepeden görüyoruz







Değişiklik olsun diye hamburger yedik orda bile...


Akşam karanlığında da dönüş yaptık Antalya'ya ...

Pazartesi de işbaşı...........................................

8.12.10

Tekrar toplandık toplandık

Bugün, aylar sonra tekrar kolilerle boğuştum biraz yerleştirmece, biraz toplamaca, düzenlemece derken bir çok şey elden geçti toplandı. Şu anda 6 koli 1 bavul hazırladım bunlardan 2 si kırtasiye malzemeleri ve kitap ile dolu...




Makyaj malzemelerimi düzenlerken farkettim şimdiye kadar aldığım en gereksiz malzeme Avonun şu kremsi farları sanırım artık onlarda kalktı. İyide oldu çünkü hiç kullanışlı değiller. Resmen çamur...



Sanırım yeşil, turkuaz tonlardaki göz makyajlarını seviyorum. Birde GIVENCHY marka siyah göz kaleminimi çok seviyorum. Sürdükten bir süre sonra akmıyor diğerleri gibi....

Yarın çok erken saatte sevgili ile yola çıkıyoruz. Başlayabilmek için bir çok prosedür var.

Fotoğraf makinam çantamda yani eğer keyfim yerindde olur işlerim rast giderse bol bol fotolar olacak...

6.12.10

YUPPİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ

OLEYYYYYY OLDU OLDU EN SONUNDA BİM BAM BOM......

ARTIK SİZE DENİZLİDEN SESLENECEĞİM

Heyecan

İçim kıpır kıpır, yok böyle bir heyecan çıldırıcığım...........

NOT: Eğer geri dönüp yazmazsam bilin ki atanamamışımdır.

Sonbaharda çekilmiş son fotolar

Kardeşim ve ben

Güneşi görmüş bir çiçek


Rüzgarda çan gibi çalan bitkiler





Limon

Portakal

Kırmızının farklı bir tonu
Sarı çiçekler



Veeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee

Fotoğraf çekmeyi seviyorum.....

Kültürlemece

Son 3 gündür sinema, tiyatro geziyorum. Kendimi sanata adadım bu aralar. Bir gün önce 'Harry Potter', dün ABT' de Fehim Paşa Konağı, bu akşamda 'Av Mevsimi'ndeydik.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür salonunda sahnelenen Turgut Özakman’ın yazdığı, Müfit Kayacan’ın yönettiği Fehim Paşa Konağı müzikal tadında, güncel olaylarla harmanlanmış çok güzel bir oyundu. Aslında İstibdat Döneminindeki bir aşk hikayesini anlatıyor ama usta oyuncular laf cambazlığı ile güncel olaylarıda hafiften yermekteler.



Av mevsimi ise hepinizin bildiği gibi çok iyi bir kadrodan oluşuyor, bence senaryo çok sağlam ve ilgi çekici değil. Ben gibi salondaki bir insan filmin ilk yarısında olayı çözümledi. Oysa TV'deki 'Kanıt' adlı haftalık çekilen bir dizide bile suçluyu son ana kadar tahmin edemiyorsunuz...